Somatik Hücre

Somatik Hücre, Tıp dilindeki adı diploid olan somatik hücre, herhangi bir vücudunu oluşturan biyolojik hücrelerden biridir. Daha farklı bir tanım ile somatik hücre; çok hücreli olan bir organizmada bulunan, üreme ile alakalı olan gamet, germ hücresi, gametosit ya da farklı olmayan kök hücre dışında kalan bütün hücrelerin genel adıdır. Bu hücrelerin tam tersi olan gametler, eşeyli üreme yapan canlılar üzerinde eşeyli üremenin olmasını sağlayan hücrelerdir. Başka bir söylemle ise gametlerin oluşmasını sağlayan hücreler germ hücreleridir.

Memeli canlılarda bu canlıların iç organları, kan, kemik ve bağ dokusu somatik hücreler tarafından oluşturulmaktadır. Memeli olan canlılarda bulunan germ hücreleri de döllenme esnasında embriyo biçiminde gelişme gösteren zigot isimli hücreyi oluşturan spermle yumurta hücresinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

“2n” harfi ile gösterilen somatik hücre, insan ya da farklı bir canlıda üreme haricinde var olan hücrelerdir. Somatik hücrelere örnek olarak deri, kas ve karaciğer hücreleri gösterilebilmektedir. Bu hücreler taşıdıkları kromozomun sayısına göre 2n olarak gösterilir. Bir kişinin bu hücrelerinde daima 46 tane kromozom bulunmaktadır. Bulunan bu kromozom sayısı ise 2n olarak gösterilmektedir. Ancak her canlıda bu kromozom sayısı aynı değildir. Örneğin somatik hücreler bir farede 40 iken, bir sığırda ise 60 adettir. Yine, bir kurbağanın somatik hücre sayısı 26'dır. Bu sayı kaç olursa olsun sonuçta kromozomlar daima 2n ile gösterilmektedir. Bunun yanı sıra, canlılarda bulunan eşey hücrelerinin sayısı, somatik hücrelerin yarısı kadardır ve bunların gösterimi “n” şeklinde olmaktadır.

Bir insanda bulunan somatik hücrede 46 adet kromozom vardır. Bir insanın eşey hücrelerinde ise 23 adet kromozom mevcuttur. Döllenme olayı dişi eşey hücresi ile erkek eşey hücresinin bir araya gelmesi sonucunda oluşmaktadır. Böyle bir durumda oluşan yavrudaki kromozom sayısı ise 46 tanedir. Böyle bir durumda oluşan yavru annesine ve de babasına kalıtımsal materyal olarak hiçbir şekilde benzememektedir. Bunun sebebi, annenin yavruya eşey hücrelerini oluşturma esnasında kendine ait olan DNA'dan yalnızca %50'sini aktarmasıdır. Aynı durum baba için de geçerli olmaktadır. Aktarma esnasında yalnızca eşey hücrelerinin %50'si yavruya nakledilmektedir. Bu sebeple de yavru ile anne ve babasının DNA'ları aynıdır. Bu birleşme ile yavrudaki karakter özelliklerinden bir kısmı anneye, bir kısmı ise babaya benzemektedir.